Ara Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
Sanatçılar

HAAi: 'Setlerim ne kadar uzun sürerse benim için o kadar iyi'

HAAi, renkli müzikal dünyasını Mixmag Türkiye okurlarıyla paylaştı

  • RÖPORTAJ: ONUR ATEŞ & DENİZ OĞUZ
  • 6 Aralık 2019

BBC Essential Mix ödülünün geçen yılki sahibi ve Sónar İstanbul 2019'da dikkat çekici performansı ve enerjisiyle hatırladığımız HAAi (Teneil Throssell), 7 Aralık Cumartesi günü Zorlu Performans Sanatları Merkezi %100 Studio sahnesinde gerçekleştireceği performansı öncesi sorularımızı yanıtladı. 14 Kasım'da Mute Records'tan çıkan 'Systems Up, Windows Down' adlı yeni kısaçalar albümüyle dinleyicilerinin beğenisi toplayan sanatçıyla elektronik müziğe başlamadan önceki kariyeri, müzikal tarzına kimliğini yansıtış biçimiyle ilgili pratikleri, Türk müziğine olan sevgisi ve yaklaşan İstanbul performansına ilişkin çeşitli konularda sohbet etme imkanı yakaladık.

HAAi olarak kariyerinize başlamadan önce Londra’daki bir psychedelic rock grubunun üyesiydiniz. Psychedelic arka planınızı 2018’de çıkardığınız “Motorik Voodoo Bush Doof Music” adlı kısaçalar albümünüze de yansıttığınızı biliyoruz. O grubun bir parçası olmaktan yüksek enerjili techno yapan HAAi’ye geçiş sürecinizden bahseder misiniz?

Geçiş sürecim birkaç yıl aldı diyebilirim. O süreç aynı zamanda DJ’lik yaptığım da bir periyottu ancak daha çok Türkçe funk ve Nijeryalı sanatçıların parçalarını çalıyordum. Bu süreçte Londra’da bir kulüpte çalmam için teklif geldi. Bir süre boyunca o dönemki müzikal spektrumum çerçevesinde ilerledim. Sonrasında stilim electronica ve gitar yoğunluklu tarzlardan ayrıştı ve bugünkü haline evrilmeye başladı. Aşağı yukarı son 3 yıllık dönemdeki parçalarıma baktığınız zaman, tarzımın daha sert ögeler içeren techno’ya doğru ilerlediğini fark edebilirsiniz. Bu değişim, etrafımdaki çevresel etmenlerin ve kulüplerde çok fazla çalmamın, bu müziği çokça dinlememin bir sonucuydu.

Prodüksiyonlarınızda güçlü bas dizileri ve armonik perküsyon elementleri belirgin şekilde öne çıkıyor. Bu iki şeyin sizin tarzınızı karakterize ettiğini söyleyebilir miyiz? Müziğinizde sizi tanımlayan başka diğer belirgin noktalar var mı?

Kesinlikle var. Mesela kırpılmış vokal sesleri ve çeşitli arka plan gürültüleri, sound’umun büyük bir bölümünü oluşturuyor. Sesletilmiş sözcükleri kesip biçerek prodüksiyonlarımda kullanıyorum. Ayrıca elektrik akımı gürültüsü gibi çeşitli arka plan seslerini EQ ile modifiye ederek farklı sonik dokular yaratıyorum. Tüm bunlar müziğimi daha da “benim” hale getiriyor ve HAAi’ye özgü olmasını sağlıyor. Çeşitli sesleri EQ ile farklı özelliklere büründürme biçimim de sanırım müziğime benden bir şeyler katıyor.

Önceden yaptığınız açıklamalarınızdan birinde, ilk soruya verdiğiniz cevapla da paralel olarak, “Elektronik müzik prodüksiyonuna ilk başladığım zamanlar psy ve Türk müziğine derin ilgim vardı” demiştiniz. Hangi Türkçe şarkılar hangi özellikleriyle sizi en çok etkiledi?

Türkçe kayıtları derlemeye başladığım dönemde saplantılı derecede Erkin Koray, Barış Manço, Ersen ve Selda Bağcan gibi sanatçıların şarkılarını dinliyordum. Halen bu sanatçıların bahsettiğim dönemdeki müziğinde bana doğal bir psychedelic hissiyat veren öğeler olduğunu hissediyorum.

Son kısaçalarınız “Systems Up, Windows Down”da yer alan parçalarınız, hem sahadaki kayıtlarınız hem de internetteki araştırmalarınız dolayısıyla elde ettiğiniz kişisel arşivinizden elementler de içeriyor. Özellikle saha kaydı bakımından favori coğrafyalarınız nereler?

Saha kayıtlarımı aldığım yerler arasında iki favorim var. İlki Fas’ın Marakeş şehri. Oraya yaptığım geziler esnasında yaptığım kayıtlar arşivimde önemli bir yeri kaplıyor. Diğeri ise Japonya’nın başkenti Tokyo’ya bir saat uzaklıktaki Yokohama kenti. Geçen yıl bu zamanlar oradaydım. Bir saha kayıt projesi kapsamında Yokohama’ya seyahat etmiştim ama bir miktar tuhaf bir süreçti. Ekstrem bir buz pateni yarışmasının yapıldığı yerde kayıt yapıyorduk ve yarışmanın devam ettiği iki gün boyunca o alandaydım. Sonra buz pateni ayakkabılarının altını biledikleri antrepoya gittim ve orada saatlerce çalışmama değecek kayıtlar alıp arşivime dahil ettim. Bu gezideki kayıtlarımdan ne kadarını son kısaçalarımda kullandığımı tam hatırlamıyorum. Bu kayıtları son derece küçük ölçülerde parçalarımda kullanıyorum, bazen yarım saniye, bazen bir milisaniye. Kesinlikle fark yaratıyor. Mesela bir beat’e eklemleyebiliyor, böylece ses dokularında çeşitli farklılıklar yaratabiliyorum.

Geçen yılın Aralık ayında BBC Essential Mix ödülünün sahibi oldunuz ve ardından BBC Radio 1’da aylık programlarınız başladı. Haberi ilk aldığınızda neler hissettiniz? Radio 1’daki aylık programınız 2020’de de devam edecek mi?

Evet devam edecek. Halihazırdaki resident DJ’liğim Mart 2020’ye kadar sürüyor olacak. Sonrasında ne olacak birlikte göreceğiz. Resident performanslarımın haricinde, Radio 1’daki diğer DJ’lerin şovlarında konuk DJ olarak olabildiğince fazla çalmak isterim. Şimdiye kadar yer aldığım bu tip programlardan çokça memnun kalmıştım. Radio 1 ailesinin sıcak ortamında kendimi sarmalanmış hissetmek çok hoş.

Tüm geceyi kaplayan ve uzun saatler süren performanslarınızla da ayrıca tanınıyorsunuz. Sahnedeyken size benzersiz bir özgürlük alanı tanıyor olmalı değil mi?

Kesinlikle. Bir DJ olarak parıldadığımı hissettiğim bir yer haline dönüşüyor. Setlerim ne kadar uzun sürerse benim için o kadar iyi. Uzun set saatlerini gerçekten seviyorum çünkü herkesin daha da yoğun bir birliktelik yakaladığı bir ortam oluşuyor ve önünüzdeki kalabalıkla istediğiniz gibi iletişim kurabiliyorsunuz. Bir serüvene hep birlikte ortak oluyorsunuz. Kısa set saatlerini de her ne kadar sevsem de, mesela kulüp ve festivallerde eşik olarak kabul edilen iki saatlik bir set çaldığınızda tam ortalığı yıkmak üzereyken şovunuzun bitiş vakti geldiğini öğreniyorsunuz. Performansı uzun süreye yaymak, daha ilginç kararlar vermenize, doğal şekilde bir dinamizm yakalamanıza imkan veriyor. İşte bu nedenle Zorlu PSM’deki performansım için gerçekten büyük heyecan duyuyorum.

7 Aralık’ta Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde tüm gece boyunca kabin başında olacaksınız. İstanbul’un kalbindeki bu mekanda biliyorsunuz Sonar Istanbul 2019’daki performansınızı da takip etmiştik. Performansınız öncesinde Türkiye’deki dinleyicilerinize iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Bu yıl Sonar İstanbul’a gelen insanlar gerçek anlamda bir büyü yarattı. Çok hoş vakit geçirdim, şov öncesi ve sonrasında inanılmaz insanlarla tanıştım. Gelecek olan herkesin psychedelic bir serüvene hazır olmasını bekliyorum. Daha önce tanıştığım insanlara tekrar merhaba demek için sabırsızlanıyorum. Sosyal medyada pek çok insan bana ne kadar heyecanlı olduklarını belirten mesajlar gönderiyorlar. Bu şovun gerçekleşeceği günün gelmesini uzun zamandır iple çekiyordum. Hoşunuza gideceğinden emin olduğum 6 saatlik psychedelic techno gecesini birlikte yaşayacak olmaktan gerçekten ama gerçekten heyecan duyuyorum.

HAAi, 7 Aralık Cumartesi gecesi Zorlu Performans Sanatları Merkezi %100 Studio sahnesinde tüm geceyi domine edecek uzun soluklu bir performansa imza atacak. Etkinliğe ilişkin tüm detaylar ve biletler için tıklayın!

#Frekans çalma listemizi Spotify'da takip edin.

Röportajı gerçekleştiren editörlerimizi takip edin:
Onur Ateş
Deniz Oğuz

Sonraki Sayfa
Yükleniyor...
Yükleniyor...